Renk renk boya kalemleri, boyama kitapları, keçeli kalemler, renkli kartonlar, elişi kağıtları arasında geçen çocukluğumdan sonra 80'li yıllarda İzmir Resim Heykel Müzesinin Yıldız Şima hocalığındaki seramik atölyesi ile rahmetli Şeref Bigalı hocamın resim atölyesinde hem dostluk adına hem de öğrenme adına çok güzel saatler geçirdim. Özellikle karakalem çalışmayı çok ama çok sevdim. Fırsat buldukça halen de aynı aşkla devam ediyorum...
Son olarak yenilediğim sehpaların değişim serüvenini gelin birlikte izleyelim...
Elimdeki iyi durumda 60'lı yıllara ait iki adet üstü olmayan sehpayı yenilemeye karar verdiğimde aklımdaki konsept çoktan yerine oturmuştu bile! Gri tonlarında boya ile ona uygun vintage bir kumaş = Shabby Chic dediğimiz biraz eski, biraz şık, biraz da ingiliz kırsalı karışımı bir oluşum...
İlk önce üzerindeki cilayı çıkartmak için ince zımpara ile elle zımparaladım. Eğer üzerinde cila, vernik benzeri katlar olursa boyama işlemi maalesef başarılı olmuyor. Sonra nemli bezle güzelce tozunu aldım.
Sıra boyama işine geldi. Genellikle su bazlı kaliteli boya kullanıyorum. Bu çalışmada kullandığım Jotun'un su bazlı boyası...Piyasadaki diğer ürünlere göre biraz daha pahallı olmasına rağmen renk seçenekleri ve kapatma özellikleri açısından mükemmel...Arzu ederseniz beyaz boya alıp istediğiniz rengi kendiniz de hazırlayabilirsiniz...

İki kat boyayıp, her kat arasında kurumasını bekledim. Su bazlı boya ve açık hava faktörleri nedeniyle yarım saat kadar bir sürede kurumuştu bile...
Daha önceden aldığım vintage desenli romantik kumaşımı alıp doğruca Alaçatı Küçük Sanayideki Döşemeci Hüseyin Usta'ya gidip sehpalarımı gönül rahatlığı ile teslim ettim.
Veeee işte sonuç! Umarım beğenirsiniz, ben çok sevdim:)
Ellerinize sağlık çok güzel görünüyor. Sizin bu oymalı tabureleri görünce 12-13 yaşlarım geldi aklıma, yaz tatilerinde dayımın Kestellideki mobilya atölyesinde çalışan oymacı Bedri usta geldi aklıma. Arada bir işten kaytarır oymacı ustasını dakikalarca ilgiyle izlerdik....
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Terapi gibi geliyor insana:)
YanıtlaSilSevgilerimle...
sevgili arkadaşım, hiç düşündünmü bu sehpalar nelere tanıklık etmiştir. ne sırları vardır. üzerlerinde kahve fincanları varken neler duymuşlardır.ne üzüntüler, ne ayrılıklar, ne buruklar, ne kavuşmalar, ne sevinçler, ne sevgiler görmüştür.Tahtalarının cidarlarına işleyen bu gizler zımparalayınca da gitmemiştir. şimdi yeni bir limana yelken açacak tekneler gibi bekliyorlar. Alesta........ vira Bismillah ... bir öykü çıkar ne dersin .... ellerin dert görmesin. sağlıcakla kal
YanıtlaSilSevgili arkadaşım, öykü yazma işini sana bıraksam nasıl olur? :)))
SilAlaçatı'dan sevgiler....
Kim bilir kaç kuşak bu sehpalarda kahvelerini içtiler.Ne büyük acılara, kederlere, veya tatlı muhabbetlere, tanıklık ettiler.Yaşlandıkları anda sizin gibi sanat severler le buluşup onları tekrar hayata döndüğünüz için ne kadar da mutlu görünüyorlar.Destina sizleri bu becerinizden dolayı kutluyorum. İyi ki varsınız.
YanıtlaSilSevgili Ömer ağabey, güzel sözlerinize çok teşekkür ederim. Eskinin bu yaşanmışlığı ve anılarıdır bizi kendine çeken...
YanıtlaSilSevgilerimle...
Harikulade görünüyorlar, çok zevkli bir stil.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık.
Sevgiler, güzel günler dilerim...
Çoooook teşekkürler:)
SilBen de Alaçatı'dan güzel dileklerimi yolluyorum, sevgiler...